play [uk] - Turkish English Dictionary
History

play [uk]



Meanings of "play [uk]" in Turkish English Dictionary : 1 result(s)

English Turkish
General
play [uk] v. tatile girmek

Meanings of "play [uk]" with other terms in English Turkish Dictionary : 46 result(s)

English Turkish
Colloquial
play (the) wag [uk] v. işten/okuldan erken çıkmak
play (the) wag [uk] v. iş/okul bitmeden çıkmak
play (the) wag [uk] v. mesai/çıkış saati gelmeden çıkmak
play (the) wag [uk] v. işe/okula gitmemek
play (the) wag [uk] v. işi/okulu kırmak
play (the) wag [uk] v. okulu asmak
play (the) wag [uk] v. işten/okuldan kaytarmak
fair play to you [uk] expr. aferin sana
fair play to you [uk] expr. bravo sana
fair play to you [uk] expr. helal olsun sana
rain stopped play [uk/ireland] expr. yağmur nedeniyle ertelendi/gecikti/iptal edildi
rain stopped play [uk/ireland] expr. yağışa bağlı olarak ertelendi/gecikti/iptal edildi
rain stopped play [uk/ireland] expr. yağmur/yağış nedeniyle sekteye uğradı
rain stopped play [uk/ireland] expr. yağmurdan dolayı iptal oldu/gecikti/ertelendi
fair play [uk/ireland] expr. tebrikler
fair play [uk/ireland] expr. iyi işti
fair play [uk/ireland] expr. aferin
Idioms
close of play [uk] n. bir kriket ya da tenis turnuvasında günün en son oyunu
close of play [uk] n. kapanış karşılaşması
close of play [uk] n. mesai sonu
play silly buggers (with something) [uk] v. aptalca davranmak/hareket etmek
play silly buggers (with something) [uk] v. rahatsız edici davranmak
play silly buggers (with something) [uk] v. gıcıklık yapmak
make a great play of something [uk] v. bir şeyi çok vurgulamak
make a great play of something [uk] v. bir şeyin üzerinde çok durmak
make a great play of something [uk] v. bir şeye abartılı bir şekilde dikkat çekmek
make a great play of something [uk] v. bir şeyi şiddetle/önemle vurgulamak
make a great play of something [uk] v. bir şeyi önemle belirtmek
play ducks and drakes with someone [old-fashioned] [uk] v. birine kötü/saygısızca davranmak
play ducks and drakes with someone [old-fashioned] [uk] v. birini umursamamak
play ducks and drakes with someone [old-fashioned] [uk] v. biriyle dalga geçmek/alay etmek
play ducks and drakes with someone [old-fashioned] [uk] v. biriyle oynamak
play ducks and drakes with someone [old-fashioned] [uk] v. birini oyalamak
play ducks and drakes with someone [old-fashioned] [uk] v. birini ciddiye almamak
play favourites [uk] v. taraf tutmak
play favourites [uk] v. birini/bir şeyi kayırmak
play favourites [uk] v. bir tarafa daha iyi davranmak
play merry hell [uk] v. çarkına okumak
play merry hell [uk] v. sürekli şikayet etmek/karşı çıkmak
play merry hell [uk] v. problem yaratmak
play merry hell [uk] v. kötü davranmak
play merry hell with something [uk] v. bir şeyi kötü etkilemek
play merry hell with something [uk] v. bir şeyi bozmak
play merry hell with something [uk] v. bir şeyde karmaşa yaratmak
play your cards right [uk] v. kozunu iyi kullanmak
play your cards right [uk] v. kozunu iyi oynamak